İttihat ve Mukavemet

Her milletin özünde milli karakterleri vardır. Bu karakterler milletlerin içinde bulundukları coğrafya, dirsek temasında oldukları diğer milletler ve farklı kültürlere maruz kalma sonucunda zamanla değişime uğrarlar. Türk milletinin son birkaç yüzyıldır etkisinde kaldığı bu etmenler sonucunda milli karakterinde fırsatçılık huyu türemiştir. Bu huy insanları Türklük çizgisinde birleşmekten uzaklaştırmakta ve dahası milli kültürümüze zarar vermektedir. Şan ve şeref uğruna ölüme göz kırpmadan koşan Türklük bilincinden, şan ve şerefini birkaç pula satan ahmaklık bilincine evrilmemiz nihayet şahsi menfaati milli menfaatin önünde tutmamız sonucu olmuştur. Büyük Türk birliği, toplumun en ufak zümrelerinde birlik olunmadıkça mümkün olmayacaktır. 

İçinde yaşadığımız sokakların halinden bihaber olan yöneticilerin yanlış ve tutarsız politikaları sonucu vatanımıza milyonlarca kaçak ve mülteci adeta sızmıştır. Çeşitli yollarla gelen bu kaçakların varlıkları bile Türkiye’nin demografik yapısı için tehlike arz ediyorken bir de ekseriyetle suçlu ve medeniyetten yoksun olmaları Türk milletine yapılan apaçık bir darbedir. Topyekün bir mücadele içine girilip bu kaçakları yurdumuzdan söküp atmamız gerekirken bazı kesimlerin fırsatçılık huyları baş göstermiştir. Bu kesimler ülkemizi sessizce işgal eden bu kaçaklara karşı koymayıp onları müşteri kitlesi olarak görüyor, dükkanlarına onların dillerinde yazılar yapıştırıyor, tabelalar asıyor, ilanlar veriyorlar.

İttihat, birlik olmak ve birleşmek anlamlarına gelirken mukavemet ise dayanma, karşı koyma anlamlarına gelir. Hem cennet vatanımızı cehenneme çevirmek isteyenlere hem de buna kendi çıkarları için çanak tutanlara karşı birlik olmalı, karşı koymalıyız. Sesimiz çıktığınca haykırmalı, Türkeli’nde Arap varlığını reddetmeliyiz. Bu mücadele “Türkiye Türk'lerindir.” Diyip bu vatanı kurduktan sonra bizlere emanet eden Başbuğ Atatürk’e karşı boyun borcumuzdur.

Tanrı yardımcımız olsun.

14.04.2022