Tarihe Not 3 : Kızılay
Önsöz: Bu yazı 155 yıllık Kızılay’ın insani yardım amaçlı kurulup nasıl eşe dosta yardım eder hale geldiğinin, tezek yakan köylünün bağışı ile kimlerin milyoner olduğunun en kısa özetidir. Sabırla okuyunuz.
İsviçreli yazar Henry Dunant’ın şahit olduğu 1859 Solferino Muharebesinin ardından cephedeki yaralılar ve savaşlardan etkilenip tıbbi yardım alamayan insanlara yardım amaçlı kurduğu cemiyettir. 1864 yılı Cenevre Sözleşmesi ile birlikte siyaset üstü bir uluslararası insani yardım amaçlayan cemiyeti sözleşmeye imza atan her devlet kendi ülkesinde kurmuştur. Amblemi o dönemde tarafsız ve fikir babasının memleketi olan İsviçre bayrağının renk değişimiyle ortaya çıkmıştır. İsviçre bayrağında kırmızı fon üzerinde beyaz bir haç bulunur. İsmini de amblemi oluşturduktan sonra beyaz fon üzerinde bulunan kızıl haç sembolünden alır. Osmanlı Devleti de bu sözleşmeyi 1865 yılında imzalamıştır. Amblemin hristiyanlığa çağırışım yaptığı belirtilerek kendi bayrağındaki hilali ters çevirip 1868 yılında Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti adıyla kurulmuştur.
1912 Trablusgarp Muharebesi sırasında gözünden yaralanan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Hilal-i Ahmer Cemiyeti hastanesinde 15 gün tedavi görmüştür. O günden sonra Atatürk bu cemiyete özel ilgi göstermiştir. Cemiyetin özel bir kuruluş olmasından ötürü devletten ona ayrılan bir bütçe yoktur. Her geçen gün yardım edilecek kişi sayısı artarken yapılan bağışların da yetersiz kalmasıyla cemiyet iş göremez hale gelmiştir. Bu durum karşısında Atatürk, özel ilgi duyduğu ve bizzat “Kızılay” ismini verdiği cemiyete devletten çeşitli imtiyazlar tanıyarak gelir kaynağı oluşturmuştur. Kızılay bu sayede milletin yapmış olduğu bağışlar dışında gelir elde edebilir hale gelmiştir ve bu gelirlerin insani yardım amaçlı kullanılması amaçlanmıştır.
Kızılay’ın en aktif ve saygın olduğu yıllar, Tekin Küçükali’nin başkanlık yaptığı 2005-2011 yıllarıdır. Öyle ki bu dönemde yaptığı çalışmalarla Türk Kızılay’ı, 186 ülkede bulunan Kızılhaç ve Kızılay dernekleri arasında ilk beşe girmiştir. 2011 yılında Başkan Tekin Küçükali istifaya zorlanmış ve Kızılay’ın tabiri caizse yağmalanma dönemi başlamıştır.
Kızılay özel bir kuruluştur. Hiçbir siyasi oluşum ile yakınlığı olmamalıdır fakat temelinde farklılık ayırt etmeksizin bütün insanlara yardım etme görevinden ötürü hükümetler ile işbirliğinde bulunmak mecburiyetindedir.
Gelelim çalışmalarıyla 186 ülke arasında ilk beşe giren Kızılay’ı 13 yıl içerisinde kendi depremzedelerine çadır satma noktasına kimlerin ve nasıl getirdiğine…
Olaylar silsilesini kronolojik maddeler halinde işleyelim.
*2011 yılında AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Kızılay Başkanı Tekin Küçükali’den Kızılay Adana Şube Başkanını görevden almasını ister. Başkan Tekin Küçükali “en iyi şube başkanım kendisidir.” Diyerek bu isteği reddeder.
*Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve Kızılay Başkanı Tekin Küçükali Dolmabahçe Sarayı’nda bir görüşme gerçekleştirir. Görüşmenin ardından Başkan Tekin Küçükali istifa eder.(İstifa ettirilir.)
*2016 yılında Türk Kızılayı ATO Congresium’da yapılan Olağan Genel Kurulda Genel Başkanlık için Kerem Kınık ve Nihat Adıgüzel aday oldu. Kerem Kınık bin 303 delegenin 707’sinin oyunu, Adıgüzel ise 596 delegenin oyunu aldı. Bu sonuçlar ile Kerem Kınık Türk Kızılayı Genel Başkanı olarak seçildi.
* Kızılay üyesi ve eski şube başkanı Çetin Yavuz 25 Ekim 2016 tarihinde Güroymak Cumhuriyet Başsavcılığı’na başta Kerem Kınık olmak üzere Türk Kızılayı yetkilileri hakkında “Görevi kötüye kullanma” nedeni ile suç duyurusunda bulundu. İçeriği şu şekildedir; ‘’2016 yılı Kurban Bayramı için hedeflenen kurban hisse miktarı 52.000 hisse olup 70.000’nin üzerinde kurban hissesi için bedel toplanmıştır. Bu hisselerin 52.000 hissesi yurt içinde ve yurt dışında Kızılay tarafından kestirilebilmiştir. Kalan hisseler kesilemediğinden bedeli Kızılay’a bağışlanmasına rağmen Kızılay Genel Merkezince başta Eski AKP’li Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu’nun kurucusu olduğu Yeryüzü Doktorları gibi yandaş vakıf ve kuruluşlara aktarılmıştır.
*2017 Yılında Ankara’nın doğalgaz dağıtım şirketi olan Başkentgaz, Kızılay’a 8 milyon dolar bağış yapmıştır. Kızılay bu bağışın 7 milyon 925 bin dolarını Ensar Vakfı’na aktarmıştır. Ensar Vakfı da bu paranın tamamını Ensar Vakfı ve Türken Vakfı’nın Amerika’da kurduğu Türgev Vakfı’na aktarmıştır. Türgev Vakfı bu aktarılan parayı Amerika’da yurt açmak için kullanacağını açıklamıştır. Bu arada 1996'da açılan TÜRGEV, o dönem İSEGEV ismiyle Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde kurulmuş bir vakıftır.
Başkentgaz’ın bu parayı Kızılay üzerinden Ensar Vakfı’na aktarması sonucu, başta Kızılay’a bağış yapıldığı için şirket tarafından bağışın tamamı vergiden düşürülür. İşin sonucuna baktığımız zaman bu bağışı şirket değil vatandaş yapmış oluyor.
* 30 Mayıs 2017 tarihinde Türk Kızılayı aldığı ani bir karar ile 319 şubesini kapattı. Herhangi bir gerekçe sunulmadı. Kapatılan şubelerin bazı yetkilileri Başkan Kerem Kınık’a muhalif oldukları için kapatıldıklarını iddia ettiler.
*2018 yılında Başkentgaz şirketinin çok istediği bir uygulama yürürlüğe girdi. Ankara’da doğalgaz dağıtım sistemi kartlı sistemle çalışmaktadır. Aybaşı doğalgazın fiyatı ne ise belirli miktarda karta para yükler ve ay sonuna kadar kullanabilirsiniz. Dolayısıyla ay ortalarında gelmiş olan zamdan anında etkilenmemiş olursunuz. 2018 de çıkan yeni uygulama ile Başkentgaz’a geriye yönelik zam talebi hakkı tanındı. Bu geriye dönük zamlar hesaplandı ve vatandaşın faturasına borç olarak yansıtıldı.
*Şubelerin kapatılması ve yolsuzluk iddiaları ardından başlayan hukuki süreç sonucu 12 Aralık 2018’de Ankara 9'uncu Sulh Hukuk Mahkemesi Kızılay’a kayyum atadı. Atanan isimler;
1-Adalet Bakanlığı Müşaviri Mekan Sarıkaya.
Emekli Hakim Mekan Sırakaya, 2015 yılında AK Parti’den Tokat aday adayı olmuştu. Sırakaya, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir dönem danışmanlık yapmıştır.
2-Kızılay Ankara İl Başkanı Ahmet Hizanlıoğlu 3-Kızılay İstanbul İl Başkanı İlhami Yıldırımdır.
İlhami Yıldırım, AKP’li eski Başbakan Binali Yıldırım’ın kardeşidir. Ayrıca yönetimde Binali Yıldırım’ın birçok yakını da bulunmaktadır. Bunlar;
Büşra Bahar Köylübay (Başkanvekili) : Eski Başbakan Binali Yıldırım’ın kızı.
Seda Yıldırım (Yedek Yönetim Kurulu Üyesi) : Eski Başbakan Binali Yıldırım’ın gelini, oğlu Bülent Yıldırım’ın eşi.
Ali Ertuğrul Yıldırım (Yedek Yönetim Kurulu Üyesi) : Eski Başbakan Binali Yıldırım’ın kardeşi olan Çekmeköy Belediye Başkan Yardımcısı Eyüp Yıldırım’ın oğlu.
Akrabalık bağı dışında Binali Yıldırım’ın oğullarının iş ortakları, lise arkadaşları, hemşehrileri vs. Bu liste uzayıp gitmektedir.
*2019 Yılına gelindiğinde Türk Kızılayı Derneği Yönetim Kurulu kararıyla Kızılay Yatırım Holding kuruldu. Artık Kızılay tam anlamıyla ticarethaneye dönüşmüş oldu. Kızılay çatısı altında 11 adet şirkete bölündü. Resmi sitede Kızılay Derneği’ne bağlı yöneticilerin hiçbir ücret almaksızın çalıştıkları belirtilir. Ancak bu kurulan Kızılay Yatırım Holding ve altında bulunan 11 şirketin başkanları ve yöneticileri için geçerli değildir. Bu konuyla ilgili 2023 yılında yukarıda da adı geçen eski Kızılay Başkanı Tekin Küçükali yaptığı açıklamada “Kızılay'ın yöneticileri benim zamanımda 11 tane yönetici, 1 tane genel müdür, 3 tane de genel müdür yardımcısı vardı. Şimdi 82 tane yönetici var. Her biri asgari ücret düzeyinde 3 asgari ücret maaş alıyor. Geçen sene Kızılay'ın bütçesinden yöneticilere giden para 25 milyon TL. Yani demek ki her adam 300 bin TL para alıyor Kızılay'dan.” Dedi.
*2023 yılına gelindiğinde yönetim ve son durum şu şekildedir;
İbrahim Altan (Kızılay Genel Müdürü): AKP Yalova Milletvekili Ahmet Büyükgümüş’ün kayınpederi. Deniz Feneri Derneği’nde 13 sene boyunca genel sekreterlik görevi yapmış. Almanya’da Almanya tarihinin en büyük dolandırıcılığı olarak geçen “Deniz Feneri” davası görülmüştür. Fakirlere yardım amaçlı bu dernek adı altında toplanılan paralar ile gayrimenkuller, arsalar alınmış. Paravan şirketlerle bu paralar kaçırılmıştır. Derneğin Almanya’daki yöneticileri hapis cezası alır ve derneğin Almanya’daki mal varlığı Alman Hükümeti tarafından Kızılhaç’a devredilir. Davayı gören Alman savcısı davanın asıl faillerinin Türkiye’de olduğunu söylemesi üzerine Ankara Cumhuriyet Savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz bu davanın Türkiye ayağını soruşturmaya başlarlar. İbrahim Altan’a 2 yıl 6 ay hapis kararı verilir. Hemen ardından bu 3 savcı için görevi kötüye kullanmaktan başka bir dava açılır ve bu savcılar görevlerinden el çektirilip sanık durumuna düşürülür. Yıllar sonra savcıların suçsuz olduğu açıklanıp hepsi hakkında beraat kararı verilir. Böylece Deniz Feneri davasının Türkiye ayağındaki tüm sanıklar hakkında da takipsizlik kararı verilmiş olur.
Muhammed Furkan Kınık (Genç Kızılay Başkan Yardımcısı) : Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık’ın oğlu.
Fatıma Zehra Kınık (Yeşilay Uzman Yardımcısı) : Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık’ın kızı.
*6 Şubat 2023 yılında Kahramanmaraş merkezli toplam 13.5 milyon vatandaşın etkilendiği deprem felaketi meydana geldi. Onbinlerce vatandaşın hayatını kaybettiği bu depremde kış günü vatandaşlar sokaklarda yatarken Kızılay tarafından ne zamanında ne de yeterli çadır gönderilmedi. Haluk Levent’in kurucusu olduğu Ahbap Derneği bölgeye 2050 adet çadır gönderdi. Günler sonra gönderilen bu çadırarın Kızılay tarafından Ahbap Derneği’ne 46 milyon liraya satıldığı ortaya çıktı. Hemen ardından Eczacılar Birliği de bölgede ücretsiz ilaç dağıtmak için Kızılay’dan çadır istemiş, Kızılay’ın da 5 adet çadırı tanesi 140 bin liradan toplam 700 bin liraya Eczacılar Birliği’ne satmış olduğu gün yüzüne çıktı.
*Nisan 2023 itibariyle Kızılay ulusal kan stoklarının kritik seviyenin altına düştüğünü açıkladı ve vatandaştan kan bağışında bulunulmasını talep etti. Bu sebepten ötürü ülkede kalp ameliyatlarının %30’u ertelendi. Ameliyatların önem sırasına göre yapılacağı açıklandı.
Maddi olarak 13.5 milyon vatandaşımızı fakat manevi olarak tüm Türkiye’yi etkileyen deprem felaketinden sonra Kızılay gibi bir kurumun nasıl yağmalandığı ve işlevsiz hale getirildiği Türk Milleti’nin yüzüne tokat gibi çarpmıştır. Birçok muhalif siyasetçi de kan bağışı çağrısı yapsa da Türk Milleti Kızılay’a olan güvensizlik tepkisini en doğru şekilde göstermiştir. Yaşanan bunca rezillikten sonra tek bir sorumlu kişinin bile istifa etmemesi Kızılay bünyesinde yönetici sıfatı taşıyanların hiçbirisinde bir zerre şeref ve haysiyetin olmadığını gösteriyor. Hali hazırda kan ihtiyacı olan bir hastasının kanını eşinden dostundan bulmasını istediğiniz bu vatandaşlardan hiç utanmadan kan bağışlamasını istiyorsunuz.
AKP’nin 11 milyon üyesi var.
Ülkede 10 milyon kaçak sığınmacı mevcut.
İş, aş, makam, maaş dağıtırken kendi adamlarınızı sıraya diziyorsunuz. Sıra milletten almaya gelince pişkin pişkin vatandaşın kapısını çalıyorsunuz. Bu düzen değişene dek bir damla kana muhtaç olsam sizden almayacak, bir damla kana muhtaç olsanız size vermeyeceğim. Gidin pudra şekeri çeken müptezellerinizden ve memlekete doldurduğunuz din kardeşlerinizden isteyin.
Sezer Avcı
12.04.2023
Yorumlar
Yorum Gönder