Tarihe Not 14: Sefter Taş ve Fethi Şahin

 


Bu yazı iki Türk askerinin IŞİD tarafından yakılarak öldürülmesini, olayın devlet ve kamuoyunda iz bırakan seyrini ve unutulmaması gerektiğini belgelemek için yazılmıştır.

Sefter Taş ve Fethi Şahin adlı iki Türk vatandaşı askerlerin IŞİD tarafından yakılarak infaz edilmesine ait görüntüler 22 Aralık 2016 civarında yayımlandı ve infaz görüntüleri kamuoyunda büyük tepki yarattı.  

Sefter Taş 1 Eylül 2015 tarihinden beri IŞİD’in elinde esir tutulduğu iddia edilen askerler arasında yer aldı; Fethi Şahin’in Suriye bağlantılı süreçleri ve IŞİD’le ilişkisine dair tartışmalar kamuoyunda yer buldu.  

İnfaz görüntüleri IŞİD tarafından servis edildi ve davalar ile soruşturmalar uzun yıllar sürdü; İnfaz emrini veren IŞİD’in sözde kadısı (Gaziantep'te yaşıyor bir de kuşçu dükkanı açmış bir Suriyeli) hakkında da davalar açıldı ve ağır cezalar onandı.

Olay ilk duyulduğunda bazı resmi ve yarı resmi kaynaklarda askerlerin kimliğine ilişkin çelişkili bilgiler ve erişim kısıtlamaları oldu; internet ve sosyal medya içeriklerine sınırlamalar uygulandı ve haber akışında tereddütler yaşandı.  

Bazı resmi olmayan görüşler ve bazı medya organları, özellikle Fethi Şahin hakkında, askerliğini tamamladıktan sonra IŞİD’e katıldığı iddiasını gündeme taşıdı ve bu iddialar kamuoyunda tartışıldı. Bu süreci uzatmak, unutturmak için ortaya atılmış karşı söylemlerdir. Vaka zaman içinde bazı makamlar sessizce bu askerlerin şehit kabul edildiğini açıkladı; örneğin Sefter Taş’a 9 Ekim 2017 tarihinde şehitlik mertebesi verildiği bildirildi.

Neden unutulmamalı

Bu iki gencin görüntülerle infazı, sadece suç ve şiddetin belgesi değil aynı zamanda travma, zayıf istihbarat ve çatışma bölgelerine yönelik siyasetin sonuçlarının somut göstergesidir.  

Önce kimlik veya sorumluluk üzerinde sorgulamalar, sonra sessizce şehitlik kabulü gibi süreçler, toplumsal hafızanın nasıl şekillendirildiğini gösterir. Bu süreçler kayıt altına alınmalı ve gelecek kuşaklara aktarılmalıdır. 

Olayın tarihsel kaydı, deliller, mahkeme kararları ve resmi açıklamalar arşivlenmelidir. Bu, hem adalet hem de tarihin doğru yazılabilmesi için şarttır.  

Bu iki ismin, yaşanan rezaletin ve ardından gelen resmi tutumun sürekli hatırlanması toplumsal hafızanın bir parçasıdır.


Sezer Avcı  

02.10.2025

İstanbul

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tarihe Not 10: Kartalkaya Otel Yangını

Tarihe Not 11: Rize Orta Camii'nin Yıkılması

Tarihe Not 9: Ümit Özdağ Tutuklandı