Tarihe Not 16: Hasankeyf ve Kültürel Mirasın Yok Edilişi
Ancak Şubat 2018-2020 de yapılan Ilısu Barajı ile birlikte bu eşsiz tarih sular altında bırakıldı. Bugün Hasankeyf’in eski ihtişamlı görüntüsü ile yeni betonlaşmış ve suya gömülmüş hali arasındaki fark, kültürel mirasımıza verilen zararın en somut örneğidir.
Hasankeyf’in yok edilmesi, tek başına bir olay değildir. Bu, AKP hükümetinin yıllardır sürdürdüğü “sat-yok et” politikalarının bir devamıdır.
Fabrikaların özelleştirilmesi ve kapatılması: Cumhuriyet döneminde kurulan Sümerbank, Tekel, SEKA gibi fabrikalar birer birer satıldı veya kapatıldı. Bu sadece ekonomik bir kayıp değil, aynı zamanda Türk milletinin üretim kültürünün yok edilmesidir. Ekonomisi gün geçtikçe zayıflatılan bir milleti bir de üretim toplumundan tüketim toplumuna geçirmek ancak bilinçli yapılan bir politika sonucu olabilir.
Karadeniz’den Akdeniz’e kadar pek çok bölgede maden, enerji projeleri, turizm otelleri ve terör pazarlığında koz uğruna ormanlar kesildi. Bu, doğanın yanı sıra Türk kültüründe “orman”ın taşıdığı kutsal değerin de yok edilmesidir.
Hasankeyf gibi binlerce yıllık bir şehrin baraj uğruna yok edilmesi, Türk milletinin tarihine ve kimliğine yapılan en büyük ihanettir. GAP projesi kapsamında yapılan Ilısu Barajı, sadece bir enerji yatırımı değil, aynı zamanda medeniyetin mezarı olmuştur. Bu alternatifi bulunmayacak bir mesele değildir. 10 bin yıllık tarihi olan her mesele alternatifi bulunacak kadar mühim değil midir?
Bugün Hasankeyf’in yeni haline baktığımızda, suyun altında kaybolmuş köprü ayaklarını, taşınmış camileri ve beton bloklarla doldurulmuş bir “yeni şehir” görüyoruz. Eski ihtişamlı görüntü ile bugünkü tablo arasındaki uçurum, Türk milletinin hafızasının silinmesi anlamına geliyor.
Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” sözünü hatırladığımızda, bugünkü tablo daha da acı verici hale geliyor. Fabrikaların satılması, ormanların yok edilmesi, kültürel mirasların sular altında bırakılması… Bunların hepsi, Türk milletinin üretim gücünü, doğasını ve tarihini yok eden politikaların sonucudur.
Bugün bize düşen görev, bu tahribatı unutmamak ve genç nesillere aktarmaktır. Bu yapılan tarihe not işleri de bu anlamda geleceği korumak ve milletin değerlerini savunmak içindir.
Ne mutlu Türk’üm diyene!
Sezer Avcı
08.11.2025

Yorumlar
Yorum Gönder