Sezer Avcı

  Sosyal medyada gezinirken HÜDA PAR Genel Başkanının katılmış olduğu bir televizyon programından alınmış bir kesite denk geldim. Halihazırda “Hizbullah” terör örgütünün siyasi ayağı olan kürtçü ve islamcı bir partinin genel başkanının, Türkiye Cumhuriyeti’nin ona verdiği anayasal hakkı kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girip alenen Türk ve devlet düşmanlığı yaptığı yetmiyormuş gibi bir de Türk televizyonuna çıkıp drama yapması beni epey güldürdü. Uzun lafın kısası bu genel başkan televizyonda evlerinde kürtçe konuşulduğu için ilkokul çağındaki oğlunun kendisinin babası olan dedesiyle anlaşamadığı, konuşamadığı konusunda bir girizgah yapıp lafı evirmiş çevirmiş kürtçe eğitime getirmiştir. Yıllardır dinlediğimiz her mağdur edebiyatı gibi bu da beni güldürdü fakat o sosyal medyanın yorumlar kısmında bu hikayeye empati kuran birkaç insaniyetperver için bu yazıyı yazma ihtiyacı hissettim.  Kendisinin 50-60 yaşlarında olduğunu düşünürsek babası da 70-80’li yaşlarda diyelim...

  Önsöz: Bu yazı 155 yıllık Kızılay’ın insani yardım amaçlı kurulup nasıl eşe dosta yardım eder hale geldiğinin, tezek yakan köylünün bağışı ile kimlerin milyoner olduğunun en kısa özetidir. Sabırla okuyunuz.  İsviçreli yazar Henry Dunant’ın şahit olduğu 1859 Solferino Muharebesinin ardından cephedeki yaralılar ve savaşlardan etkilenip tıbbi yardım alamayan insanlara yardım amaçlı kurduğu cemiyettir. 1864 yılı Cenevre Sözleşmesi ile birlikte siyaset üstü bir uluslararası insani yardım amaçlayan cemiyeti sözleşmeye imza atan her devlet kendi ülkesinde kurmuştur. Amblemi o dönemde tarafsız ve fikir babasının memleketi olan İsviçre bayrağının renk değişimiyle ortaya çıkmıştır. İsviçre bayrağında kırmızı fon üzerinde beyaz bir haç bulunur. İsmini de amblemi oluşturduktan sonra beyaz fon üzerinde bulunan kızıl haç sembolünden alır. Osmanlı Devleti de bu sözleşmeyi 1865 yılında imzalamıştır. Amblemin hristiyanlığa çağırışım yaptığı belirtilerek kendi bayrağındaki hilali ters çevirip...

  6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş ili Pazarcık merkezli 7.7 büyüklüğünde ve Elbistan Merkezli 7.6 büyüklüğünde iki deprem meydana gelmiştir. Bu meydana gelen depremler ve ardından yaşanan artçı depremlerden Kahramanmaraş başta olmak üzere toplam 10 il ve 13.5 milyon insan etkilenmiştir. Etkilenen iller sırasıyla; Kahramanmaraş, Hatay, Şanlıurfa, Diyarbakır, Gaziantep, Malatya, Adana, Kilis, Osmaniye, Adıyaman şeklindedir. Resmi olmayan hesaplara göre yaklaşık 100 binin üzerinde insan hayatını kaybetmiş, yüzlerce bin insan da maddi manevi zarar görmüştür. Hali hazırda bütün yurt seferber olup, maddi manevi bölgeye yardım etmiştir. Dünyanın dört bir yanından ülkeler de gerek arama kurtarma personeli gerek de insani yardım malzemeleri göndermişlerdir.  Depremin hemen ardından mizahi karikatür yayınladığını iddia eden ‘’Charlie Hebdo’’ isimli Fransız dergisi, Türkiye’de deprem başlığıyla yıkık binaları tasvir edip “tank göndermeye gerek bile yok” yazdığı bir karikatür yayınla...

  Bu yazı toplumu kötülemek, milleti tahkir etmek için yazılmamıştır. Bu yazının yegane amacı gittikçe yozlaşan toplumumuza ve buna rağmen riyakarlık gösteren insanlara karşı bir tutum sergilemektir. Sen asgari ücretin az biraz üzerinde kazanmak için kırk tanıdığı devreye sok, En ufak işini halledebilmek için onun selamı, bunun ricasını götür, Çocuğunu okula değil dergahlara, dershaneye değil parti binalarına gönder. İşinde her türlü üçkağıtçılık yapana işini biliyor diyip şerefiyle mücadele edeni hor gör. Mezar yeri ayarlatmak için bile yemek, tatlı, rüşvet yedir. Sonra çıkıp vay efendim memlekette makam sahipleri neden hırsızlık yapıyor, neden torpil yapıp eşini dostunu üst makamlara getiriyor diye dert yan. Aptallığın ilerisi yok arkadaş. Bunların içlerinde iktidar veya muhalefet, barajı geçmiş veya geçmemiş, seçime girmiş yahut girmemiş hiçbirisini ayırmaksızın tamamı birden gökten zembille inmiş değildir. Hepsi bu milletin içinden çıkmış insanlardır. Doğru sözde ayıp olmaz. Bo...

  Bacha Bazi, Kurtuluş Savaşı'nda bileziklerini satıp bize para gönderdikleri başta olmak üzere çeşitli safsatalar öne sürülerek ülkemize doldurulan sapık Afganların Türkçe karşılığı "erkek çocuklarıyla oynamak" anlamına gelen geleneği...  Bu gelenek fakir ailelerin küçük yaştaki erkek çocuklarını alıp, gece vakti düzenlenen erkekler arası eğlencelerde dansöz kıyafeti giydirilip dans ettirilmesi ve buna eğlence denmesidir.  Bu işin eğlence kısmı dışında bir de cinsel boyutu mevcuttur.  Yani eğlence kısmının medeniyetten, insanlık ahlakından yoksun olması dışında bir de bu çocuklar cinsel amaçlarla kullanılmaktadır.  Bu çocuklar dansöz kıyafeti giydirilip, yapma göğüs takılıp, oynatılıyor. Üstelik para karşılığı satılan bu çocuklara tecavüz ediliyor.  Gelenek, bir toplumda eskilerden kalmış ve kuşaktan kuşağa iletilen kültürel alışkanlıklar ve davranışlardır. Bu gelenek de Afganistan'ın bir bölgesinde veya bir kesiminde değil, neredeyse tamamında yaygındır. ...

  Adı, şanı, rütbeyi,  Unutmak işten değil. Serden geçip gitmeyi,  Unutmak işten değil. Göğsü harp nişanları, Ardı hasım başları, O keskin bakışları, Unutmak işten değil. Helal sana nurdan eş, Diğer mehmetle kardeş, Düşürme yurda ateş, Unutmak işten değil. Uçmag sana yurt olur, Orada bir kurt ulur, Gidersen il kurtulur, Unutmak işten değil. Yanar bağrımın közü, Yâd eden var mı sizi? Kanla verdiğim sözü, Unutmak işten değil. O söz ki Türk’ü tutmak, Türk’ü sevip, kollamak, Vaktinde size varmak. Unutmak işten değil. 16.10.22

Neye yarar konuşmak, Memlekette baş eksik. Ankara’da mülke bak, Çünkü artık taş eksik. Halktan çalan utanmaz, Üstüne alkış alır. Zulüm artar azalmaz, Garip hep kargışlanır. Bal tutan parmağı kes. Dil uzatan kahrolsun. Zalim hiç etmiyor pes. Ondan kaçan hapsolsun. Yağının tek faydası, Bizi güçlü kılmaktır. Miskinliğin devası, Zulme kılıç vurmaktır. 13.09.2021

Yeter artık arkadaş, Bu çile artık yeter. Sırtımıza yük bu taş, Taşıtma artık yeter. Vur bütün alçakları, Sık dolu kursakları, Kustur yetim hakkını, Yedirme artık yeter. Sen bir umut olasın, Atandan kut alasın, Zulüme dik durasın, Ezilme artık yeter. Senin sıran kalk yürü, Zaferler senin yürü, Düşün kutlu ülkünü, Unutma artık yeter. 05.08.2022

Hudut namus diyorlar  Namussuz başımızda. Bir sürü güdüyorlar. Aç koyun içimizde. Doğruyu kovuyorlar. Dokuz köyden dışarı. Boyunda besliyorlar. Pek zehirli yılanı. Soydaş, hısım, akraba. Simsara yakın gelmez. Para etse Ankara, Satar, bir an düşünmez. Şehit olur fukara. Erkân hiç harp etti mi? Lanet olsun bu para, Namustan kıymetli mi? 01.10.2021